hilmi ziya ülken

hilmi ziya ülken


https://yadi.sk/d/Z6h_GONDpuFcK 


İslamcılar kanunların uygulanmasında sert kaideci görüşlerini şiddetle savunmaktaydılar:
Şeriata uygun olmayan kanunların kaldırılmasını istiyorlardı183. Bu hücumun
son temsilcilerinden Mustafa Sabri (mütareke devrinin şeyhülislâmı) Mısır’daki
sürgün hayatında yazdığı Arapça bir eserin giriş kısmında şöyle diyordu: «Kanun bakımından
dünya ikiye ayrılıyor: Dâr-ı İslâm, Dâr-ı Harp. Birincisinde İslâmî kanun
hâkimdir, İkincisinde değildir. Onları yola getirmek için İslâm âlemi ‘cihad’ halindedir.
Türkler medenî kanunu aldıkları zamandan beri bu ikinci kısma girdikleri için,
İslâm âlemi onlarla harp halinde demektir184. Kadınların örtünmesi dinî kanun gereğidir,
ona uymamak kanuna uymamaktır185. Çok evlenme de nesil üretme ve iffet kaidelerine
uygun olarak caiz ve lâzımdır.»186 İslamcılar batılılaşma hareketinin doğurduğu
birçok yeni iktisadi, bedii ve fikri hareketlere hücum ettiler, bu hususta fetvalar
aldılar. «Tiyatro ahlaksızlık yuvasıdır ve kadınlar sahneye çıkamaz» dediler.


«Hangi felsefî doktrini seçelim? Çağımızın düşünürleri arasmda üç büyük felsefî
meslek var. Bunlar criticisme (tenkitçilik), positivisme (müspet felsefe), evolution (evrimcilik)
dur. Bilginlerden çok filozof olanlar arasmda spiritııalisme’le materialisme
yaygındır.»
«Spiritualiste ve matirialiste'lerin çeşitleri yoktur. Lâkin idiealiste ve panthiiste'lcrin
sayısız şekilleri olduğu gibi her ikisinde bazen İlmî fikirlerden karışarak meydana
gelen meslekler vardır. Meselâ kritik felsefe bir takım İlmî fikirlerle idealizmin karışmasından
doğmuştur. Çağımızın en önemli felsefesi evrim felsefesidir. Bütün İnsanî
bilgiler bu meslekte toplanmaya başlamıştır. Ancak burada da birçok noktalarda hipotezlere
başvuruluyor. Bu cihetlere dikkat edilirse hiçbir felsefî mesleğin yanlıştan
korunmuş olmadığına ve bütün hakikatleri toplamadığına kanaat getirilir. Öyle ise
endüstri, iktisat ve geçim gibi işlere ait hususlarda ilim ve tecrübenin gösterdiği düsturları
kabul ederek, felsefe ve ahlâkta her mesleğin içindeki doğru tarafları alarak
meydana gelecek eclectisme’i seçmekten daha sağlam yol yoktur»


Yeni devrin tanınmış romancı ve fıkracılarından Peyami Safa, kendikendini yetiştirmiş
(autodidacte) bir düşünür olarak üzerinde durulmaya değer. Gazetecilik ve romancılıktan
fikir denemeciliğine (essayiste) geçişi ile Tanzimat yazarlarını ve Ahmet
Rasim’i hatırlatır. Peyami Safa, Abdülhamid’le mücadele eden nesilden şair İsmail
Safa’nın oğludur. İstanbul’da doğmuştur. Babası Sivas’ta sürgün olarak öldüğü zaman
7-8 yaşında idi. Büyük kardeşi İlhami Safa ile birlikte geçim için erkenden gazetecilik
hayatına atıldılar. Bu güçlük onun ilköğretimden başka tahsil devrelerini tamamlamasına
imkân bırakmadı. Fakat gazetelerde en küçük görevlerden başlayarak
başyazarlığa kadar yükselirken kendi kendini yetiştirdi. 1915’de «Rehber-i İttihat»
okuluna öğretmen yardımcısı oldu. Orada gösterdiği şahsi gayretle Fransızca bilgisini
ilerletti.
hilmi ziya ülken hilmi ziya ülken Reviewed by Unknown on 00:44 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.