lapidus islam toplumları tarihi
lapidus islam toplumları tarihi
https://yadi.sk/d/ktlZp1Rapyidu
İslam, dünyanın orta bölgelerini oluşturan Afrika'nın Atlantik
kıyılarından Güney Pasifik'e, Sibirya bozkırlarından Güney
Asya'nın uzak adalarına kadar uzanan topraklarda yaşayan
halkların dinidir. Berberiler, Batı Afrikalılar, Sudanlılar, Swahili
dili konuşan Doğu Afrikalılar, Ortadoğu Arapları, Türkler,
İranlılar, Orta Asya Türk ve Iran halkı, Afganistanlılar, Pakistanlılar,
milyonlarca Hintli ve Çinli, Endonezya ve Malezya
halkının ekseriyeti, ve azınlık halinde Filipinler'de olmak üzere
toplam 900 milyon kadar insan lslam dinine mensuptur. Bu
insanlar etnik yapı, dil, adetler, toplumsal ve siyasi teşkilatlar;
kültür ve teknoloji şekilleri açısından sayısız beşeri yaşantı
farklılıkları gösterirler. Buna rağmen lslam onları birleştirir.
Her ne kadar lslam çoğu kez bu insanların yaşantılarının bütünü
dernek değilse bile, onların düşünce ve anlayışlarına nüfuz
eder, günlük hayatlarını düzenler, toplumsal ilişkilerini
belirler ve insanların kurtuluş isteklerini karşılar. Kendi içindeki
tüm çeşitliliğine rağmen lslam, insanlığın büyük manevi
ailelerinden birini oluşturur.
Bu kitap bu değişik halkların nasıl Müslüman olduklarının
ve lslam'ın onlar için ne anlama geldiğinin tarihidir. Bu kitapta
şu soruları soruyoruz: lslam nedir? Değerleri nelerdir? Bu
kadar çok sayıda insan, birbirinden bu kadar farklı Ye kopuk
oldukları halde, nasıl Müslüman oldular? lslam'ın onların karakterlerine,
yaşam tarzlarına, toplumlarının tanzimine, amaç
ve kimliklerine ne katkısı oluyor? lslam'ın ve onun din'i ve
kültürel değerlerinin yükselmesini sağlayan tarihi olaylar ve
şartlar nelerdir; farklı yorum ve uygulamaları nelerdir? Bu soruları
cevaplandırabilmek için Kur'an-ı Kerim'de, tefsir kitaplarında,
duygu * düşünceler olarak Müslümanların kalplerinde
ve kafalarında gömülü olan, gerçekliğin mahiyeti ve beşeri
hayatın anlamıyla ilgili dini kavramların, Müslüman halkların
yaşam tarzları ve kurumlarım nasıl şekillendirdiğini ve bu
halkların siyası ve toplumsal deneyimlerinin Islami değerler
ve semboller içinde nasıl ifade edildiğini göreceğiz. lslam'la ilgili
tarihimiz, dini semboller alemiyle gündelik gerçeklik dünyası
arasındaki diyaloğun; lslami değerler ve Müslüman halkların
tarihsel deneyimleri arasındaki, çok farklı fakat birbiriyle
ilişkili Müslüman toplumların oluşumunu şekillendiren etkileşimin
bir tarihidir.
Birinci kısımda Kur'an'ın indirilişinden onüçüncü yüzyıla kadar
süren lslam medeniyetinin teşekkül devri inceleniyor. Bu
bölüm Hz. Muhammed ile başlayıp, Arap Edebiyatı, lslami
dini öğreti ve kozmopolit kültürel başarılara -yani daha sonra
lslaın medeniyetinin tüm versiyonlarının türeyeceği kabilevi/
etnik, dini ve saraylı/aristokratik kültürlerden oluşan üç
parçalı bir karışıma- yol açan Klasik lslam çağıyla devam ediyor.
Birinci kısım bu medeniyetin gelişimini, lslami kültürlerin
Ortadoğu'nun yerleşik kurumsal modelleriyle, ekonomileriyle
ve tektanrılı dinlerle ilişkileri bağlamında ve yeni imparatorlukların
oluşması sonucunda doğan kültür1 şehirleşme
ve toplumsal değişimle bağlantı kurarak açıklamaya çalışıyor.
Bu kısım, lslam'ın bir doktrinler ve kültürel sistemler kannaşasından,
Ortadoğu toplumunun etkili prensipleri haline dönüşmesini
açıklayan , onuncu ve onüçüncü yüzyıllar arası
Irak ve lran'ın tarihiyle sona eriyor. Bu, lslam'ın, Ortadoğu'da
geniş halk kitlelerinin dini haline geldiği bir dönemdir. Bu
dönemde, Müslüman halklar yeni devletleri, toplumsal kurumları
(Şii cemaatler, Sünni fıkıh okulları ve tarikatlar) şekillendirmiş
ve siyasi rejimlerin dini yapılarla münasebetlerini
tanımlamışlardır. Bu çağda, lslami değerler, birbirine paralel
dini ve siyasi kurumlarca tanzim edilen "kitle toplumları"
nın oluşmasını sağlamıştır.
Bu kitapta, temel vurgu, lslam toplumlarının teknoloji ve
ekonomilerinden ziyade toplumsal, dini ve siyasi kurumlan
üzerinde olacaktır, zira Müslüman toplumları aynı çevresel
özelliklere ve üretim modellerine sahip diğer toplumlardan
ayıran budur. Ben ekonomik kurumlan ekonomi dışı olanlara
ikincil addederim, çünkü lslam toplumlarının bin yıldır
içinden geçmekte olduğu ayırt edici tarihsel gelişmeler, kültürel
ve siyasi nitelikli olmuştur; ve çünkü kültür ve kurumlar
alanındaki değişimler lslam toplumlarım birbirlerinden
ve diğer beşeri medeniyetlerden ayırt etmektedir. Aynca kültürel
ve sosyo-politik kurumlar ile ekonomik ve teknolojik
güçlerin özerk olarak işleyebileceklerini ve her birinin tarihsel
değişimde tesadüfi bir etken olabileceğini, buna mukabil
lslam toplumlarının tarihinde kültürel ve kurumsal etkenlerin
tarihsel ayrılığın önemli bir mahallini oluşturduklarını
düşünüyorum.
https://yadi.sk/d/ktlZp1Rapyidu
İslam, dünyanın orta bölgelerini oluşturan Afrika'nın Atlantik
kıyılarından Güney Pasifik'e, Sibirya bozkırlarından Güney
Asya'nın uzak adalarına kadar uzanan topraklarda yaşayan
halkların dinidir. Berberiler, Batı Afrikalılar, Sudanlılar, Swahili
dili konuşan Doğu Afrikalılar, Ortadoğu Arapları, Türkler,
İranlılar, Orta Asya Türk ve Iran halkı, Afganistanlılar, Pakistanlılar,
milyonlarca Hintli ve Çinli, Endonezya ve Malezya
halkının ekseriyeti, ve azınlık halinde Filipinler'de olmak üzere
toplam 900 milyon kadar insan lslam dinine mensuptur. Bu
insanlar etnik yapı, dil, adetler, toplumsal ve siyasi teşkilatlar;
kültür ve teknoloji şekilleri açısından sayısız beşeri yaşantı
farklılıkları gösterirler. Buna rağmen lslam onları birleştirir.
Her ne kadar lslam çoğu kez bu insanların yaşantılarının bütünü
dernek değilse bile, onların düşünce ve anlayışlarına nüfuz
eder, günlük hayatlarını düzenler, toplumsal ilişkilerini
belirler ve insanların kurtuluş isteklerini karşılar. Kendi içindeki
tüm çeşitliliğine rağmen lslam, insanlığın büyük manevi
ailelerinden birini oluşturur.
Bu kitap bu değişik halkların nasıl Müslüman olduklarının
ve lslam'ın onlar için ne anlama geldiğinin tarihidir. Bu kitapta
şu soruları soruyoruz: lslam nedir? Değerleri nelerdir? Bu
kadar çok sayıda insan, birbirinden bu kadar farklı Ye kopuk
oldukları halde, nasıl Müslüman oldular? lslam'ın onların karakterlerine,
yaşam tarzlarına, toplumlarının tanzimine, amaç
ve kimliklerine ne katkısı oluyor? lslam'ın ve onun din'i ve
kültürel değerlerinin yükselmesini sağlayan tarihi olaylar ve
şartlar nelerdir; farklı yorum ve uygulamaları nelerdir? Bu soruları
cevaplandırabilmek için Kur'an-ı Kerim'de, tefsir kitaplarında,
duygu * düşünceler olarak Müslümanların kalplerinde
ve kafalarında gömülü olan, gerçekliğin mahiyeti ve beşeri
hayatın anlamıyla ilgili dini kavramların, Müslüman halkların
yaşam tarzları ve kurumlarım nasıl şekillendirdiğini ve bu
halkların siyası ve toplumsal deneyimlerinin Islami değerler
ve semboller içinde nasıl ifade edildiğini göreceğiz. lslam'la ilgili
tarihimiz, dini semboller alemiyle gündelik gerçeklik dünyası
arasındaki diyaloğun; lslami değerler ve Müslüman halkların
tarihsel deneyimleri arasındaki, çok farklı fakat birbiriyle
ilişkili Müslüman toplumların oluşumunu şekillendiren etkileşimin
bir tarihidir.
Birinci kısımda Kur'an'ın indirilişinden onüçüncü yüzyıla kadar
süren lslam medeniyetinin teşekkül devri inceleniyor. Bu
bölüm Hz. Muhammed ile başlayıp, Arap Edebiyatı, lslami
dini öğreti ve kozmopolit kültürel başarılara -yani daha sonra
lslaın medeniyetinin tüm versiyonlarının türeyeceği kabilevi/
etnik, dini ve saraylı/aristokratik kültürlerden oluşan üç
parçalı bir karışıma- yol açan Klasik lslam çağıyla devam ediyor.
Birinci kısım bu medeniyetin gelişimini, lslami kültürlerin
Ortadoğu'nun yerleşik kurumsal modelleriyle, ekonomileriyle
ve tektanrılı dinlerle ilişkileri bağlamında ve yeni imparatorlukların
oluşması sonucunda doğan kültür1 şehirleşme
ve toplumsal değişimle bağlantı kurarak açıklamaya çalışıyor.
Bu kısım, lslam'ın bir doktrinler ve kültürel sistemler kannaşasından,
Ortadoğu toplumunun etkili prensipleri haline dönüşmesini
açıklayan , onuncu ve onüçüncü yüzyıllar arası
Irak ve lran'ın tarihiyle sona eriyor. Bu, lslam'ın, Ortadoğu'da
geniş halk kitlelerinin dini haline geldiği bir dönemdir. Bu
dönemde, Müslüman halklar yeni devletleri, toplumsal kurumları
(Şii cemaatler, Sünni fıkıh okulları ve tarikatlar) şekillendirmiş
ve siyasi rejimlerin dini yapılarla münasebetlerini
tanımlamışlardır. Bu çağda, lslami değerler, birbirine paralel
dini ve siyasi kurumlarca tanzim edilen "kitle toplumları"
nın oluşmasını sağlamıştır.
Bu kitapta, temel vurgu, lslam toplumlarının teknoloji ve
ekonomilerinden ziyade toplumsal, dini ve siyasi kurumlan
üzerinde olacaktır, zira Müslüman toplumları aynı çevresel
özelliklere ve üretim modellerine sahip diğer toplumlardan
ayıran budur. Ben ekonomik kurumlan ekonomi dışı olanlara
ikincil addederim, çünkü lslam toplumlarının bin yıldır
içinden geçmekte olduğu ayırt edici tarihsel gelişmeler, kültürel
ve siyasi nitelikli olmuştur; ve çünkü kültür ve kurumlar
alanındaki değişimler lslam toplumlarım birbirlerinden
ve diğer beşeri medeniyetlerden ayırt etmektedir. Aynca kültürel
ve sosyo-politik kurumlar ile ekonomik ve teknolojik
güçlerin özerk olarak işleyebileceklerini ve her birinin tarihsel
değişimde tesadüfi bir etken olabileceğini, buna mukabil
lslam toplumlarının tarihinde kültürel ve kurumsal etkenlerin
tarihsel ayrılığın önemli bir mahallini oluşturduklarını
düşünüyorum.
lapidus islam toplumları tarihi
Reviewed by Unknown
on
02:10
Rating:
Hiç yorum yok: