Sayfalar

25 Kasım 2014 Salı

Kazım Karabekir Anlatıyor Uğur Mumcu

Kazım Karabekir Anlatıyor  Uğur Mumcu
UM:AG Araştımacı Gazetecilik Vakfı / Uğur Mumcu Bütün Yapıtları Dizisi

https://yadi.sk/i/3HPgrkZJpiNk6

"Her ihtilal, çatışmalar ve çalkantılar içinde oluşur. Bu çatışma ve çalkantılar, ihtilalcileri karşı karşıya da getirir. Mustafa Kemal ve Karabekir Paşa, Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızı kesin utkuya ulaştıran iki eski dost, iki eski asker ve iki eski ihtilalcidir. (Ama) yolları, hilafetin kaldırılması ve cumhuriyetin ilanıyla birlikte ayrılmıştır. İhtilal, evlatlarını yer! Bu bir değişmez kuraldır. Anadolu İhtilali, Türkiye'de bir yeni dönem açmış, bir çağ değiştirmiştir. Böylesine bir olayda, ihtilalcilerin yollarının ayrılması doğaldır. Doğal olmayan, bu olaylar üzerindeki yasakların şu ya da bu nedenle bu gün bile sürmesi, sürdürülmesidir.

Türkçe
205 s. -- 1. Hamur-- Ciltsiz -- 12 x 20 cm
Ankara, 1999

Kötülüğün Şeffaflığı (Aşırı Fenomenler Üzerine Bir Deneme) Jean Baudrillard Orjinal isim: Transparency of Evil

Kötülüğün Şeffaflığı (Aşırı Fenomenler Üzerine Bir Deneme)  Jean Baudrillard Orjinal isim: Transparency of Evil

https://yadi.sk/i/1mf3x9q2piP5B




Baudrillard, Kötülüğün Şeffaflığı adlı bu eserinde, Batı'yı var eden temel kavramlardan olan gelişme, ilerleme ve kendini koruma ilkesinin, her yerde, yok oluşun ve ölme halinin sürekliliğine dönüştüğünü gösterir. 1960'ların "cinsel devrim"i, cinsel özgürlüğe değil; travestiliğin hükümranlığına, kadın ve erkek kategorilerinin birbirine karışmasına yol açmıştır. "Sanatta devrim" ile iyi ve kötü gibi estetik düzeye dair kategoriler terk edilerek "kötünün de kötüsü" türünden trans-estetik kopyalar hayatlarımızı doldurmuştur. Sibernetik devrim, makine ile insan arasındaki ayrımı makine lehine ortadan kaldırmış; politikanın sonuna yol açan "politik devrim" ise eski politik biçimlerin simülasyonu olan "trans-politika"nın egemenliğini kurmuştur...

Batı'nın politik bağışıklık sistemi, kendi bünyesindeki virüsler nedeniyle tehdit altındadır. Sömürgecilikten bu yana, farklı olanı ve "öteki"ni yok etmiş olan Batı, artık "aynı"nın aynasında, kendi kendinden üreyen ve türeyen cinsiyet ve zihniyetleriyle birbirinin kopyası olan bireylerin dünyasıdır. Artık "öteki cehennemi"nde değil, kendi cehenneminde yaşayan bu insanın bir diğerinde keşfedebileceği hiçbir şey kalmamıştır; çekici tek şey nesnelerdir...
Geçmişte Batı'nın sayısız kötülük tohumu gönderdiği "öteki dünya" olan Üçüncü Dünya da bugün, yıllarca benimsemiş gibi gözüktüğü modern değerleri reddedişiyle Batı'dan rövanşı almanın peşindedir...

Kendisini "kuramsal terörist ve nihilist" olarak tanımlayan Baudrillard'ın bu eseri, insanın ve insanlar arası ilişkilerin yok oluşuna bir ağıt, bir çığlıktır. Seçimi insandan yana olan ve bu çığlığı güçlendirip bir karşı çıkış manifestosuna dönüştürmek isteyen herkesin okuyarak, düşünerek ve tavır alarak katılabileceği bir eser...
Radikal Kitap Eki İlanları, E-Bülten




Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)
176 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
İstanbul, 2000
 

Osmanlı Bahriye Teşkilatı: 17. Yüzyılda Tersane-i Amire İdris Bostan

Türk Tarih Kurumu Yayınları / Yedinci Dizi


Türkçe (Orijinal Dili:Türkçe)
298 s. -- 1. Hamur-- Ciltsiz -- 17 x 25 cm
Ankara,

İbnülemin Mahmud Kemal İnal (1871-1957) Hoş Sadâ

İbnülemin Mahmud Kemal İnal (1871-1957)   Hoş Sadâ

https://yadi.sk/i/Avq0DK5spiqU2



Yaşadığı dönemin seçkin simaları arasında yer alan İbnülemin, özelikle de  engin tecrübesi ve tarihî birikimiyle Osmanlı sadrazamları ve nâzırların görüş alma ihtiyacı duyduğu şahsiyetler arasında bulunmaktadır.  Nitekim o I. Dünya Savaşı sonrası barış müzakerelerinde antlaşma esaslarının belirlenmesi için kurulan olağanüstü komisyonda sadaret makamının temsilcisi olarak görev yapmıştır.  
İbnülemin savaş sonrasında Bâbıâli Müdevvenât-ı Kanûniye ve devletin resmi gazetesi  Takvim-i Vekayi müdürlüğü görevlerini üstlendi. Bunun dışında da zaman için de çeşitli görevlerde bulundu. 1922 yılında Bâbıâli’de en üst kademedeki vazifesi olan Dîvân-ı Hümâyun beylikçiliğine getirildi ise de Anadolu millî hareketine bağlanan Bâbıâli’nin lağvı ile bu görevi sona erdi. 33 yıllık hizmeti sonunda kendisine ve kardeşine cüzi bir mâzuliyet maaşı bağlandı. Bir ara arkadaşlarının vesilesi ile Düyûn-ı Umûmiye İdaresi’nde çalıştı ise de bu kurumda bütçe kısıtlanmasına gidilmesi üzerine tekrar işsiz kaldı. 
Daha sonra M. Fuad Köprülü onun, Vesâik-i Târihiye Tasnif Heyeti başkanlığına getirilmesine yardımcı oldu. 1924-1927 yılları arasında bu görevde bulundu. 1923’te Târîh-i Osmânî Encümeni Üyeliği’ne 1925’te ise beşinci defa Evkâf-ı İslâmiyye Müzesi başkanlığına seçildi. 1927’de Türk ve İslâm Eserleri Müzesi müdürlüğüne tayin edildi. Bu görevinden 1935 yılında yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldı. Emekliliğini hemen takip eden yılda Prenses Hatice Abbas Halim’in Kahire’den itibaren eşliğinde hac farîzasını yerine getirdi.
Hayatının devam eden yıllarında İbnülemin,  kendini ilmî çalışmalara verdi. Yurt dışındaki ilmî kongrelere davet edildi ve çeşitli ilim cemiyetlerine üye oldu. Ancak o günün şartlarında çağrıldığı bazı uluslararası kongrelere maddî imkânsızlıklardan dolayı katılamadı.
Dönemim Maarif Vekili Hasan Ali Yücel İbnülemin’i Kütüphaneler Tasnif İşleri ilmî müşavirliğiyle onurlandırdı.  Bu arada  Mısır Veliahdı Prens Mehmed Ali Tevfik’in daveti üzerine İstanbul’daki Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ne benzer bir kurumun düzenlenmesi ve sergilenecek eserlerin seçimi için Reîsülhattâtîn Kâmil Akdik ile birlikte 29 Aralık 1939’da Kahire’ye gitti. Bu görevi yerine getirerek 19 Şubat 1940’da İstanbul’a döndü. Bundan sonra eski dostu Bağdatlı İsmail Paşa’nın basılmamış Hediyyetü’l-ârifîn esmâü’l-müellifîn ve âsârü’l-musannifîn adındaki Arapça biyografi kamusunu kontrol ederek birlikte yayıma hazırlamakta görev aldı.
Bu şekilde dolu dolu birhayat geçiren İbnülemin  şahsi kütüphanesi ve konağındaki kıymetli  eserleri daha kendisi hayatta iken İstanbul Üniversitesi’ne,  konağını ise İslâmî ilimlerde öğrenim görenleri barındıracak bir yurt olarak kullanılmak şartıyla İbnülemin Mahmud Kemal İnal Vakfı’na bağışladı.
Seksen altı yıllık bir ömrü öğrenmek, araştırmak, yazmak ve memlekete hizmet vermekle geçiren İbnülemin 24 Mayıs 1957’de dünyaya veda etti. Onun cenazesi  27 Mayıs 1957 günü yakın aile fertlerinin de yattığı Merkez Efendi Kabristanı’na defnedildi.

Tanrıların Doğası Orjinal isim: De Natura Deorum Cicero

Tanrıların Doğası  Orjinal isim: De Natura Deorum  Cicero

https://yadi.sk/i/9aBe_-mipiqzW



Romalı hatip ve düşünür Cicero'nun tanrıların varlığı, doğası ve dünya işlerine karışıp karışmadıklarının sorgulandığı De Natura Deorum adlı eseri, filozoflardan oluşan hayali bir tartışma meclisinde, eski Yunan dünyasının üç önemli felsefe okulunun (Epicurus, Stoa, Academia) konuya ilişkin yaklaşımlarını toplu halde sunan bir eserdir. Ama bunun ötesinde yapıtları günümüze ulaşmamış pek çok filozofun tanrı kavrayışıyla ilgili öğretilerini bize tanıtmakla da düşünce tarihinde Cicero'nun bile tahmin edemeyeceği nitelikte evrensel bir göreve hizmet eder.

Türkçe (Orijinal Dili:Latince)
492 s. -- Şamua-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
İstanbul, 2012

Mentalism Incorporated by Chuck Hickok

Mentalism Incorporated by Chuck Hickok

http://turbobit.net/16nq05601lb6.html


A Guide for Presenting Mentalism for Corporate Audiences
More than just another book of great effects, Mentalism, Incorporated presents a detailed description of a complete corporate mentalism act...one that has provenn itself successful before corporate audiences of all sizes.
Mentalism, Incorporated is the ideal book for the magician who wants to perform strong, entertaining mentalism. This well-written book not only contains detailed instructions for performing nine audience-tested mentalism routines, it also reveals the secrets that make each routine so powerful and entertaining. A must-have book for anyone who wants to learn more about the lucrative corporate marketplace.
"This book gives you the means to present a thrilling, entertaining mentalism act. I highly recommended this book!†-Banachek
"Chuck shares the ‘real work' about performing corporate mentalism that is missing from other mentalism books!†-Larry Becker
"Chuck's chapters on presentation and showmanship stand alone as relevant and extremely helpful advice for anyone who wants to present mentalism before corporate audiences.†-Barrie Richardson
"I believe "Mentalism, Incorporated" will become a mentalism classic.†-Richard

Bir Bunalım Çağında Toplum Felsefeleri Pıtırım Aleksandroviç Sorokin; Çevirmen:: Mete Tunçay

Bir Bunalım Çağında Toplum Felsefeleri  Pıtırım Aleksandroviç Sorokin; Çevirmen:: Mete Tunçay

https://yadi.sk/i/BDUOq6vepis33


Tarih ve Toplum Felsefeleri adını taşıyan elinizdeki yapıt. 20. yüzyılın ilk yarısında yaşamış en önemli sekiz sosyolog-filozofun kuramlarını özetleyerek çözümlemekte ve birbiriyle karşılaştırıp eleştirmektedir. Nikolay Danilevski, Oswald Spengler, Arnold Toynbee, Walter Schubart, Nikolay Berdyaev, F. S. C. Northrop, Alfred Kroeber ve Albert Schweitzer Sorokin bu yazarları incelemeden önce, Petrie'den Lolo'ya değin, zamanımızın en önemli sanat felsefecilerinin düşüncelerini de anlatıyor. Colombia Üniversitesi (ABD) öğretim üyelerinden Albert Hofstadter, bu kitap hakkında "New York Times" gazetesinde yayımlanan tanıtma yazısında "derli toplu, uzmanlık gerektirmeyen, kolay okunan" bir metin olduğunu, başka yerlerde bulunması güç bilgiler içerdiğini belirtmiştir. Uygarlıkların doğuşu, gelişimi ve yayılma hızlarıyla tarih ve toplum felsefeleri'ne ilgili okuyucuya yararlı olduğunu düşündüğümüz bu kitap uzun zamandır piyasada bulunamaz olmuştu. (Arka Kapak)

Ziya Osman Saba Mustafa Miyasoğlu

Ziya Osman Saba  Mustafa Miyasoğlu


https://yadi.sk/i/OyGMTpe9pisgr


Türkçe (Orijinal Dili:Türkçe)
244 s. -- 1. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
Ankara
30 Mart 1910’da İstanbul’da doğdu. 29 Ocak 1957’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. Mütareke yıllarında yatılı olarak başladığı Galatasaray Lisesi’nden 1931 yılında, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1936 yılında mezun oldu. Hukuk Fakültesi’nde iken Cumhuriyet gazetesi muhasebe servisinde, mezuniyetinden sonra Emlak Kredi Bankası’nda çalıştı. Daha sonra Milli Eğitim Basımevi Tashih Bürosu’nda görev yaptı. Kalp hastalığı üzerine evine çekilerek Varlık Yayınevi’nin yayın işleriyle meşgul oldu. Lise öğrenciliği yıllarında şiir yazmaya başladı. İlk şiiri 1927’de Servet-i Fünun dergisinde yayınlandı. Bu dergide tanıştığı arkadaşlarıyla “Yedi Meşale” topluluğuna katıldı. Bir süre Milliyet gazetesinin edebiyat sayfasına ve İçtihad dergisine yazılar yazdı. Varlık, Yücel ve Ataç dergisinde de yazı ve şiirleri yayınlandı. Çoğunu hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde Batı nazım biçimlerini kullandı ama içerikte 19. Yüzyıl edebiyatı anlayışına bağlı kaldı. Şiirlerinde çocukluk anıları, ev ve aile sevgisi, yoksullara karşı duyarlılık, küçük mutlulukların sevinci, Tanrı’ya ve yazgıya boyun eğiş, ölüm ve ötesi gibi konuları işledi. Hecenin yanısıra özellikle son dönemlerinde serbest biçimde ve duru bir dille yumuşak, hüzünlü ve açık şiirler yazdı. Öykülerinde ise çoğunlukla anılarını anlattı.
Ziya Osman Saba
ESERLERİ
ŞİİR:
Sebil ve Güvercinler (1943)
Geçen Zaman (1947, 1961)
Nefes Almak (1957, 1962)
HİKAYE:
Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi (1952)
Değişen İstanbul (1959)

İslam'da Bilim ve Teknik - 5 Cilt Takım Fuat Sezgin

İslam'da Bilim ve Teknik - 5 Cilt Takım Fuat Sezgin

https://yadi.sk/i/r4uBCTP2pitSj


Günümüz dünyasının ulaştığı uygarlık düzeyi, insanlığın asırlar boyu süren etkileşimi ve daha iyiye yönelik olan ortak arayışının ürünü sayılmalıdır. Özellikle bilim ve teknoloji alanında başarılanlar, belli bir coğrafya ya da kültüre mal edilemez; aksine insanlığın bugün vardığı nokta farklı tarihsel dönemlerin, farklı uygarlıkların ufuk açan yenilikler kattığı, akla ve bilgiye verilen öneme paralel olarak gelişen bir düşünce yapısının birikimidir. Bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler ancak böyle bir anlayışla evrensel birer kazanım olarak görülebilirler.

İslam uygarlığı da, bilim ve teknoloji alanlarında büyük atılımlar gerçekleştiren ve bugün insanlığın ortak hafızasında yer etmiş önemli bilim adamları yetiştirmiştir. Astronomi, geometri, matematik, tıp, mimarlık, kimya ve başka birçok alanda kaydedilen gelişmelerle İslam dünyası, tüm insanlık için büyük bir bilimsel canlanmanın öncülüğünü yapmıştır.

Değerli Türk bilim adamı Prof. Dr. Fuat Sezgin, uzun yıllar süren çalışmaları sonucu ortaya koyduğu bu eserle, İslam dünyasının bilim ve teknoloji alanlarında insanlığın gelişmesine yaptığı katkıları incelemekte, bilim tarihi için yeni bir bakış açısına kapı aralamaktadır. Dünya bilim tarihinde İslam biliminin oynadığı rolü çeşitli örneklerle ele alan bu eser, Batı merkezli bilim anlayışına bir alternatif niteliği taşımakla birlikte, İslam dünya için de bilim alanındaki büyük başarılarını hatırlatan bir kaynak oluşturmaktadır.
Ertuğrul Günay


İslam'da Bilim ve Teknik Cilt: 1

Arap İslam Bilimleri Tarihine Giriş

I. İslam'da Bilimlerin 1./7. Yüzyıldan 10./16. Yüzyıla Kadar Gelişimi

1./7. Yüzyıl
2./8. Yüzyıl
3./9. Yüzyıl
4./10. Yüzyıl
5/11. Yüzyıl
6./12. Yüzyıl
7./13. Yüzyıl
8./14. Yüzyıl
9./15. Yüzyıl
10./16. Yüzyıl

II. Arap-İslam Bilimlerinin Avrupa'da resepsiyonu ve Özümsenmesi

Arap-İslam Bilimlerinin Avrupa'ya Gidiş Yolları
I. Müslüman İspanya Üzerinden Giden Yol
II. Sicilya ve Güney İtalya Üzerinden Giden Yol
III. Resepsiyonun Bizans Üzerinden Giden Yolu

Son Söz
III. Duraklamanın Başlangıcı ve Yaratıcılığın Son Bulmasının Nedenleri

İslam'da Bilim ve Teknik Cilt: 2

1. Bölüm: Astronomi

İslam'da Bilim ve Teknik Cilt: 3

2. Bölüm: Coğrafya

3. Bölüm: Denizcilik
4. Bölüm: Saatler
5. Bölüm: Geometri
6. Bölüm: Optik

İslam'da Bilim ve Teknik Cilt: 4

7. Bölüm: Tıp
8. Bölüm: Kimya
9. Bölüm: Mineraller ve Fosil Oluşumlar

İslam'da Bilim ve Teknik Cilt: 5

10. Bölüm: Fizik ve Teknik
11. Bölüm: Mimari
12. Bölüm: Savaş Tekniği
13. Bölüm: Antik Objeler

Türkçe (Orijinal Dili:Almanca)
1121 s. -- Kuşe-- Ciltli -- 14 x 20 cm
İstanbul, 2012

Ağ Toplumunun Yükselişi - Enformasyon Çağı:Ekonomi,Toplum ve Kültür

Ağ Toplumunun Yükselişi - Enformasyon Çağı:Ekonomi,Toplum ve Kültür

https://yadi.sk/i/SWM16ydZpiuES



Günümüzün yaşayan en önemli düşünürlerinden biri sayılan
Manuel Castells, üç ciltlik dev eserinde, yeryüzündeki
kültürlerin ve kurumların çeşitliliğine bağlı olarak
ortaya çıkan ve çok farklı biçimlerde tezahür eden yeni
toplumsal yapının oluşumunu inceliyor. Castells bu
yapının biçimlenmesini, 20. yüzyılın sonlarına doğru
kapitalist üretimin yeniden yapılanmasıyla kendini
gösteren yeni bir kalkınma biçiminin ve bu anlamda
enformasyonilzmin ortaya çıkışıyla ilişkilendirmektedir.

Türkçe
714 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 16 x 23 cm
İstanbul, 2005

24 Kasım 2014 Pazartesi

The Economist Dergisi Ses Dosyaları - mp3














https://yadi.sk/d/BYf3QO-ReoNE6

yandex disk direk indirebilirsiniz !!!


Ses dosyaları mp3 olarak


20 Kasım 2014 Perşembe

Golden Book of Chemistry Experiments by Robert Brent (Author)

Golden Book of Chemistry Experiments by Robert Brent (Author)




https://yadi.sk/i/XKYiwIGus2XR2




Contents- What Chemistry Is Words Used By Chemists - The Importance Of Chemistry - Chemists Of The Past - Your Home Laboratory- Equipment For Chemistry - Setting Up Your Home Laboratory - Making Apparatus For Experiments - Scientific Measurements - Correct Laboratory Techniques - The Scientific Approach- Mr. Faraday's Candle - You - Scientisti - Elements, Compounds, And Mixtures - Water And Gases- Water - Our Most Important Compound - Oxygen - The Breath Of Life - Hydrogen - Lightest Of All 28- Carbon Dioxide - Nitrogen And Its Compounds - Chlorine - Friend And Foe - Chemical Formulas- Chemical Shorthand - The Periodic Table Of The Elements - Acids, Bases, And Salts- The Mysteries Of Solutions - Working With Acids - Working With Bases - Salts - Chemicals Of Many Uses - Nonmetals- Iodine - Violet Or Brown? - Sulfur And Its Compounds - Silicon - The Element You Step On - Boron - Future Rocket-Power Element?- Metals- Sodium And Potassium - Calcium - For Building - Let's Compare Two Metals - Aluminum - In Abundance - Manganese - Metal Of Many Colors - We Live In An Age Of Iron - Copper -Yesterday, Today - Silver - One Of The "Noble" Metals - More About Formulas- Valences And Formulas - Organic Chemistry- Carbon - Element Of A Million Compounds - The Chemistry Of Carbon Compounds - The Formulas Of Carbon Compounds - A Lot Of Hydrocarbons - Carbohydrates - Sweet And Bland - Many Kinds Of Alcohols - Carboxylic Acids - Fats And Oils For Energy - Soap And Soap Making 94 Proteins-The Body-Building Foods - Colloidal Dispersions - Natural And Artificial Fibers - Plastics - A Modern Giant - Chemical Mathematics- Working Out Chemical Equations - The Future Of Chemistry- What's Ahead In Chemistry? - Where To Get Chemicals And Equipment- Common Chemicals And Their Formulas - Index

Yürüyen Kelimeler (Yakından Bakınca Kimse Normal Değildir.) Eduardo Galeano

Yürüyen Kelimeler  (Yakından Bakınca Kimse Normal Değildir.)  Eduardo Galeano

Orjinal isim: Las Palabras Andantes

https://yadi.sk/i/XceFXxXApivX4



'Guarani dilinde ne'e aynı zamanda hem 'kelime' hem de'ruh' anlamına gelir. Guarani yerlileri, yalan söz söyleyenlerin ya da boş konuşanların ruhlarına ihanet ettiklerine inanırlar.' Yürüyen Kelimeler, Latin Amerikalı damarlarından alabildiğine beslenen Eduardo Galeano ile Brezilyalı tahta baskı ustası Jose Francis Borges'in eşsiz işbirliği sonucu ortaya çıkan bir başyapıt.

Türkçe (Orijinal Dili:İspanyolca)
320 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 15 x 21 cm
İstanbul, 2003

Türkiye Türkçesi Grameri Zeynep Korkmaz

Türkiye Türkçesi Grameri  Zeynep Korkmaz


https://yadi.sk/i/UYjfBLnRpiwmG


Türkçe
1027 s. -- 2. Hamur-- Ciltli -- 15 x 23 cm
İstanbul, 2014

Upton Sinclair Altın Zincir

Upton Sinclair  Altın Zincir

https://yadi.sk/i/W6cZl5OOpix5r


Upton Sinclair (20 Eylül 1878 – 25 Kasım 1968) Pulitzer Ödüllü ABD'li yazar. 20. yüzyılın başlarında yazdığı eserlerle şöhrete kavuşmuş ve çok sayıda kitap yazmıştır. Özellikle 1906 yılında yazdığı ve dilimize Chicago Mezbahaları adıyla çevrilen The Jungle adlı eseri büyük yankı yapmış ve kamouyunun dikkatinin mezbahalardaki sağlıksız çalışma koşullarına çekmiştir. Eserin yayınlanmasından hemen sonra ABD’deki et sektöründe iyileştirme çalışmaları başlamış ve konuyla ilgili yasal düzenleme yapılmıştır.

Sinclair 1920 yılında Temsilciler Meclisi ve 192 yılında Senato için sosyalist listeden aday olsa da seçilemez. Siyasete bir süre ara verir. 1934 yılında Kaliforniya valiliği için seçime katılır.[3][4] Seçimlerde Sinclair, Kaliforniya’da Yoksulluğa Son (İngilizce: End Poverty in California) adı verilen kampanyayla büyük destek kazanır. Ancak bu dönemde gerçekleşen büyük toz fırtınaları hasadı kötü etkileyecek ve kitlesel göçe yol açacaktır. Eyaletteki muhafazakarlar da Sinclair’i azılı bir komünist olarak gösterecek ve karşı propaganda yapacaklardır. Sinclair seçimleri kaybedince yazarlığa geri döner. Bu döneme dair yaptığı değerlendirmede ilginç görüşler ileri sürmüştür:
Amerika halkı sosyalizmi seçecektir ama bu isimle değil. Bunu yoksulluğa son kampanyasında kanıtladım. Sosyalist listeden aday olduğumda 60 bin oy alırken, Kaliforniya’da Yoksulluğa Son! diyerek 879 bin oy aldım. Sanırım düşmanlarımızın hakkımızda öne sürdükleri büyük yalanlar başarılı oldu. Bu yalana cepheden saldırmaktansa etrafından dolaşmak tercih edilmelidir.
— Upton Sinclair (1951)

Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi M. Şükrü Hanioğlu

Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi   M. Şükrü Hanioğlu

https://yadi.sk/i/6PhQoR7zpixHN




Çalışma, bir düşünürün düşüncelerini incelemeyi amaçlarken, düşüncenin içinde oluştuğu bağlamdan soyutlanamayacağını da göstermekte ve düşünce-bağlam etkileşimini başarıyla sergilemektedir. Dolayısıyla, çalışmayı okuyanlar, Dr. Abdullah Cevdet Bey'in yaşamı ve düşüncesi dışında, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemini de yakından tanımak olanağını bulacaklardır.İlter Turan
Sunuş'tan

Zamanın Daha Kısa Tarihi Orjinal isim: A Briefer History Of Time Leonard Milodinow, Stephen Hawking

Zamanın Daha Kısa Tarihi  Orjinal isim: A Briefer History Of Time Leonard Milodinow, Stephen Hawking


https://yadi.sk/i/piZAJferpixsg

Evrenin bilinmezlerini hangimiz merak etmeyiz ki?.. Yalnızca
bilinmezlerini değil, hakkında bildiklerimiz bile hâlâ bir merak konusu değil midir?.. Evren nereden gelip nereye gidiyor? Onun hakkındaki bilgileri nereden ve nasıl elde ediyoruz? Ya da gerçekten neyi ne kadar
biliyoruz? Bütün bu soruların yanıtını almak için çağımızın en önemli fizikçisi Stephen Hawking'den daha yetkili bir başvuru düşünülemez
herhalde. Hawking, bu konuda yazdığı ilk kitabı Evrenin Kısa Tarihi yayımlandığında gördüğü büyük ilgi yanında bir o kadar da yeni bir talebi karşılamak zorunda kaldı. Stephen Hawking bu kez Zamanın Daha Kısa Tarihi'ni yazarak evrenle ilgili tüm kuramları yeniden ele aldı. Bilimsel olarak kanıtlar ile sonuçlar elbette yeni kitabında da aynı. Ama bu kitabın en önemli
farkı, önemli kavramları daha rahat anlaşılacak biçimde açıklamış
olması. Zamanın Daha Kısa Tarihi, çağdaş fiziğin en zor konularından
söz eden ancak sıradan birine bile anlatmayı başarabilen bir kitap.

Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)
132 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
İstanbul, 2006

Baki Kalan Bu Kubbede Sermet Sami Uysal

Baki Kalan Bu Kubbede  Sermet Sami Uysal


https://yadi.sk/i/M-445bNUpiyRK


Bâki Kalan Bu Kubbede bizleri 50'lerin musiki dünyasıyla buluşturuyor. Türk musikisinin en büyük üstadlarıyla yaptığı söyleşilerin yanı sıra izlenimlerini, çok ilgi çekici anılarını aktaran Sermet Sami Uysal, o dönemim musiki âlemini anlatıyor. Bu âlemde kimler yok ki; Selahattin Pınar, Şükrü Tunar, Kadri Şençalar, Necati Tokyay, Yorgo Bacanos, Hüseyin Coşkuner, Şekip Ayhan Özışık, Osman Nihat Akın, Cevdet Çağla, Lütfi Güneri, Recep Birgit, Mustafa Çağlar, İrfan Özbakır, Necdet Tokatlıoğlu, Suzan Güven, Hamiyet Duygulu, Tahsin Karakuş, Ercüment Batanay, Münir Nurettin Selçuk, Yesârî Asım, Zeki Müren, Neveser Kökdeş, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses, Emel Sayın, Müzeyyen Senar, Mustafa Kovancı, Gönül Yazar, Muallâ Gökçay, Şükran Özer, Âkile Artun, Memduh Cumhur, Esma Engin, Rikkat Uyanık, Sadi Hoşses, Nevzat Akay ve Celal Güzelses…
50'li yıllarda Sinema-Tiyatro-Musiki-Radyo,Haftalık Resimli Perde, Sanatkârlar PostasıYıldız ve Salon-Hollywood Sesi dergilerinde yayın yönetmenliği ve dönemin ünlü ses ve saz sanatçılarıylaçeşitli rportajlar yapan Sermet Sami Uysal, özellikle sanat müziğimizin altın dönemini yaşadığı1950-60 yılları arasında, sanatçılarla geçen zamanlarını anlatıyor.Sanatçıları çok değişik yönleriyle ele alan yazar, musikiyle dolu günlerin atmosferini yeniden yaşatıyor. Unutulmaya yüz tutmuş birçok hanende ve sazendeyi anarak, geçmiş içinde bir yolculuğa davet ediyor.

Türkçe
504 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
İstanbul, 2011

Türk giyim kuşam ve süslenme sözlüğü Reşad Ekrem Koçu

Türk giyim kuşam ve süslenme sözlüğü Reşad Ekrem Koçu

https://yadi.sk/i/uytXqU3Xpj3JQ


TÜRK GİYİM KUŞAM VE SÜSLENME SÖZLÜĞÜ


Yazarı: REŞAT EKREM KOÇU
Çeviren:
Hazırlayan:

Yayınevi: SÜMERBANK KÜLTÜR YAYINLARI
Yayın Yeri: İSTANBUL
ISBN NO:
Yayın Yılı: 1969

Resimlerle birinci dünya savaşı- ian westwell

Resimlerle birinci dünya savaşı- ian westwell

https://yadi.sk/i/WPh8sWcQpmzr3







Yazarı: IAN WESTWELL
Çeviren:
Hazırlayan:

Yayınevi: İŞ BANKASI YAYINLARI 

Dil Yanlışları Ömer Asım Aksoy

Dil Yanlışları  Ömer Asım Aksoy

https://yadi.sk/i/MijVflE3pj4hX


Düşünme, duyma, düşleme yeteneklerimizin geniş boyutlar kazanmasına yardım ettiği için seçkilere (antolojilere) hep başarılı yazılardan örnek alınır. Kötü yazılar da -sakınmamız gereken nesnelerle yüklü olmaları dolayısıyla -bizi olumlu sonuçlara ulaştırmada, başarılı yazılardan geri kalmaz. Yani yazılacak biçimi bilmek kadar yazılmayacak biçimi bilmek de önemlidir. Bu nedenle başarısız, kötü, yanlış yazılardan oluşan seçkiler ortaya koymak da bir dil ve yazım hizmetidir. Bu yapıt böyle bir amaç gütmektedir. "Dil Yanlışları", ilkin 1980'de Atatürk'ün Türk Dil Kurumu'nca basılmıştı. Elinizdeki kitapta ise eleştirilen sözler 2000'i aştı. Daha önce iki bölümden oluşan kitaba bir "Özel Bölüm"de eklendi.

Türkçe
376 s. -- 1. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
İstanbul, 2008

Osmanlıcadan Türkçeye Karşılıklar Kılavuzu

Osmanlıcadan Türkçeye Karşılıklar Kılavuzu

http://turbobit.net/rs8stpomhf83.html



Osmanlıcadan Türkçeye Karşılıklar Kılavuzu - Akşam Gazetesi Tefrikası 1935 / 33 adet (Tamamı 39 adettir) -Nadir-


Yazarı:
Çeviren:
Hazırlayan:

Yayınevi: Akşam Gazetesi
Yayın Yeri: İstanbul

Dil ve Zihin Noam Chomsky

Dil ve Zihin  Noam Chomsky



https://yadi.sk/d/kP4DMuuGpj5fC




Dil ve Zihin'in bu 3. Baskısı, eski baskıdaki altı bölüme ek olarak bir bölüm daha içeriyor. Kitaptaki ilk altı bölüm Chomsky'nin 1960'ların sonlarında, üniversitede yaptığı konuşmalara dayanıyor. Bunun için de akademik bir dili var. Dil ve Zihin'in bu 3. Baskısına eklenen son bölümse 2004 yılında, genel bir dinleyici kitlesine yapılmış bir konuşmaya dayanıyor.

İlk altı bölümde en zorlu kuramsal sorun, varsayımların seçimini belirleyen -yani kabul edilebilir İ-dillere bir sınır getiren- evrensel dilbilgisinin ilkelerini ortaya çıkarmak olarak görülmektedir.

Son bölümdeyse Chomsky, dirimsel -dilbilim bakış açısı denen yaklaşım hakkındaki görüşlerini dile getirmektedir.

Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)
320 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
Ankara, 2011

Nefi / Hayatı Sanatı Şiirleri Abdülkadir Karahan (Prof.Dr.)

Nefi / Hayatı Sanatı Şiirleri  Abdülkadir Karahan (Prof.Dr.)

https://yadi.sk/i/dMvlY2Ulpj6y9 



"Türk Klasikleri" serimiz, başlangıcından bugüne kadar Türk edebiyatının yetiştirdiği başlıca sanatkarların seçilmiş eserlerini, yazarların hayat ve sanatlarını inceleyen bir araştırma yazısının ışığında, açıklamalar ve notlarla, herkesin kolayca okuyup anlayabileceği küçük bir cilt içinde okuyucuların önüne, koymak maksadıyla hazırlanmıştır.
Daha çok okullarımızda yeni yetişen gençliğin ihtiyacı gözönünde tutularak, edebiyat derslerine yardımcı kitap olacak şekilde tertiplenen bu seri içinde Divan edebiyatımızın, Halk edebiyatımızın, Yenilik edebiyatımızın ve daha sonraki büyük şair ve yazarların eserleri ayrı birer cilt halinde yer alacaktır.



Yazarı: Abdülkadir Karahan (Prof.Dr.)
Çeviren:
Hazırlayan:

Yayınevi: Varlık
Yayın Yeri:
ISBN NO:
Yayın Yılı:

Dili: Türkçe

At'a Senfoni Necip Fazıl Kısakürek

At'a Senfoni  Necip Fazıl Kısakürek

http://turbobit.net/ffwddnbj401v.html



At´a olan sevgisini, "dokuz yaşında ata bindim ve yalan olmasın, bir daha inmedim." diye belirten Necip Fazıl, belki de sahasında başka bir örneği bulunmayan bu eserinde, tarihi, felsefesi ve bütün estetiğiyle At´ı anlatır. O´nun gözünde At, insandaki maddî ve manevî fâtihlik cehdine Allahın en fazla yakıştırdığı bediî ifade içinde bir kahramanlık sembolüdür. Bu kitap ise bu sembolün, yani, ilk zamanlarında basit fayda planında her türlü yükü sırtlamış bir hizmetçi olarak gördüğümüz At´ın, ayıklana ayıklana neticede yalnız bineğe ve yarışa mahsus Prens Soy haline gelişinin romanı? Eser, 1958 senesinde yazılmış ve ilk defa Türkiye Jokey Kulübü tarafından bastırılmıştır.

Türkçe
0 s. -- 3. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
İstanbul, 2000

Tanzimattan Cumhuriyete Tarih Sözlüğü Necdet Sakaoğlu

Tanzimattan Cumhuriyete Tarih Sözlüğü  Necdet Sakaoğlu

https://yadi.sk/d/cSNZJ3pmpjC9w




TANZİMAT'TAN CUMHURİYET'E TARİH SÖZLÜĞÜ
NECDET SAKAOĞLU
İLETİŞİM YAYINLARI
1985

Geçmişe dönük inceleme ve öğrenme isteklerinin yaygınlaştığı günümüzde zamanı bir bakıma yok yere harcatan ve asıl uğraşıyı duraksatan başlıca çıkmaz, ölü terim ve deyimlerin çözümlenmesi işidir. Önceki kuşaklar, eski dile ve kültüre yakınlıkları oranında bu sıkıntıyı duymamaktadır. Dolayısıyla bugün bize demir leblebi gibi gelen birçok şifreyi okurken kavrayıp geçiyorlardı. Toplum hayatındaki hızlı değişmeler, Saltanat'tan Cumhuriyet'e geçiş, devrimler ve özellikle de dilimizin yenileşme süreci bugün için bir tanzimat romanının bile özgün diliyle okunup anlaşılabilmesini olanaksız kılmış bulunmaktadır. Bu bakımdan, diğer uzmanlık alanlarında da en azından bizim başarabildiğimizin kapsamında üç beş sözlük daha hazırlanabilir. Yeri gelmişken belirtelim ki Osmanlı Tarihiyle ilgili mevcut benzer kaynaklar, madde seçiminde klasik kurum ve kavramların sınırın

Lâ: Sonsuzluk Hecesi Nazan Bekiroğlu

Lâ: Sonsuzluk Hecesi  Nazan Bekiroğlu



https://yadi.sk/d/TXO7JjVtpjGSH


Bir gün Sabâ Melikesi Belkıs'tan, Âdem'le Havva'nın hikâyesini anlamanın bütün bir insanlığın da hikâyesini anlamak manasına geldiğini öğrendim. İnsanın bütün halleri Âdem'de gizliydi ve bütün macera onun hikâyesinde özetlenmişti.

Bu cümleyi yıllarca içimde gezdirdim de bir türlü kalemi elime alamadım, anlatmaya kalkışamadım

Ne zaman ki, kalmak için değil uğrayıp geçmek için kadem bastığımız, kök attığımız değil kısa bir gölge saldığımız şu dünyada bir cennet sürgünüyle yazgılandığımı anladım ve Kelimeler Kitabı-çift isimler sahifesinde, Âdem'le Havva'nın yanına bir de Habil'le Kabil'i ekledim. O zaman anladım anlatma zamanının geldiğini.
Hikâyenin ismi düştü dilime bir gece: LÂ. İLLÂ, dedim.
Bir ömür boyu aradığım hece harfinin LÂ olduğunu bildim.

Türkçe
382 s. -- Kuşe-- Ciltsiz -- 13 x 21 cm
İstanbul, 2008

Kadı burhaneddin divanı. Yayına hazırlayan: Muharrem Ergin

Kadı burhaneddin divanı. Yayına hazırlayan: Muharrem Ergin

https://yadi.sk/i/_VGktnbJpjGtQ




Yazarı: KADI BURHANEDDİN
Çeviren:
Hazırlayan:

Yayınevi: İÜ Edebiyat Fakültesi
Yayın Yeri: İstanbul
ISBN NO:
Yayın Yılı: 1980 

İmgeler Simgeler Mircea Eliade

İmgeler Simgeler  Mircea Eliade  

https://yadi.sk/i/dIr-Hg8npjHxN



Simgeci düşünce yalnızca çocuğa, şaire veya dengesize ait olan bir alan değildir, insanın özünün bir parçasıdır; dile ve yargılara dayalı düşünceyi öncelemektedir. Simge gerçeğin, diğer tüm bilgi araçlarına meydan okuyan bazı yanlarını açığa çıkartmaktadır -en derin olanlarını-. İmgeler, simgeler, efsaneler psikenin sorumsuz yaratıları değillerdir; bunlar bir gerekliliğe cevap vermekte ve bir işlevi yerine getirmektedirler: varlığın en gizli tarz değişikliklerini açığa çıkartmak. Buna bağlı olarak, bunların incelenmesi insanı, "kısaca insan"ı tarihin koşullarıyla henüz uyuşmamış olanı anlamamıza olanak vermektedir. Her tarihsel varlık, tarih öncesi insanlığının büyük bir parçasını kendinde taşır.
(Arka Kapak)

Yaşamın Trajik Duygusu Miguel De Unamuno

Yaşamın Trajik Duygusu Miguel De Unamuno


https://yadi.sk/i/zn3rgEczpjJV8




Miguel De Unamuno’nun Yaşamın Trajik Duygusu, özgün adıyla Del Sentimiento Tragico de la Vida.
Daha çok romanları ile bilinen İspanyol yazarı Unamuno ayrıca geçen yüzyılın önemli bir düşünürü de. Ve bu kitap onun başyapıtıdır diyebiliriz. Türkçe’de 1984 yılında İnkilap Kitapevi’nden çıkan kitabın çevirmeni Prof. Dr. Osman Derinsu. Daha çok Böyle Buyurdu Zerdüşt çevirisi ile bilinen Derinsu bu kitaba oldukça emek harcamış.
Sokratçı, Aristocu insan anlayışını kabul etmeyen Unamuno “Eğer bir filozof bir insan değilse, filozoftan başka her şeydir o” ve “ben et ve kemikten bir insanım” diyerek gerçek insan için felsefe yapmaya çalıştığını anlatır.
Kitapta en çok üzerinde durulan konular ölümsüzlük, inanç, akıl-Tanrı ilişkisidir. Zaten bir bölümden sonra da fideist bir temele oturtmaya çalışır görüşlerini Unamuno. Ama yine de varoluşçu bir teknikten vazgeçmez sorgulamalarında. Yaşam, trajedi, ölümsüzlük, Tanrı, Don Kişot Unamuno’nun takıntıları veya vazgeçilmez konularıdır. Sis adlı romanından hatırlayalım; “Çocuk trajedide güler, ihtiyar komedide ağlar.” Kitabın son bölümü tamamen Don Kişot’a ayrılmış ve bu büyük romanı bir de onun gözünden görmemiz istenmiştir.Kitap ülkemizde 1986 yılında basılmış ve tek baskıda kalmış. Sahaflarda, kaldırım kitapçılarında hala bulunabiliyor. Bu başyapıt mutlaka tekrar basılıp tanıtılmalıdır.

Kelimeler ve Şeyler (İnsan Bilimlerinin Bir Arkeolojisi) Michel Foucault

Orjinal isim: Les Mots et les Choses Une Archeologie des Sciences Humanies

Kelimeler ve Şeyler  (İnsan Bilimlerinin Bir Arkeolojisi)  Michel Foucault

https://yadi.sk/d/MTefmQUapjMCE

Théophile Gautier, Velázquez'in Las Meninas'ını ilk kez gördüğünde, kendisini "Tablo nerede?" diye haykırmaktan alıkoyamamıştır.

İlk bakışta, tablo basit bir konuyu işlemektedir. Kralın beş yaşındaki kızı Margarita (infanta), nedimeleri (las meninas) ve soytarılarıyla çevrelenmiş olarak tablonun ortasındadır. En dip tarafta, saray nazırının silueti görülmektedir, ama biraz daha yakından ve daha dikkatle bakılınca, tabloda başka kişilerin de olduğu fark edilir. Dip duvarın üzerinde bir ayna vardır ve aynadan İspanya Kralı IV. Felipe ile Kraliçe Avusturyalı Maria-Anna'nın görüntüleri yansımaktadır. Ressamın bizzat kendisi, üzerinde çalıştığı tuvalde bize ters dönmüş olarak görünmektedir. O halde, resmi yapılan kimdir, kimlerdir? Tablonun adının belirttiği gibi nedimeler mi, küçük prenses mi, yoksa kral ve kraliçe mi? Tablonun mekânı nerededir? Ressamın çalıştığı atölyede mi, yoksa kral ile kraliçenin bulunduğu yerde mi? Acaba iki tablo mu vardır? Biri gördüğümüz, diğeri de görmediğimiz, yapıldığını anladığımız... Asıl tablo hangisidir? Öte yandan, kral ile kraliçenin durdukları yer, aynı zamanda bizim de, seyircinin de durduğu yerdir. Nedimeler (Las Meninas), bakanın bakılan olduğu ve tablonun kişilerinin arasına katıldığı tek resimdir; ayna, kral ile kraliçenin görüntüleriyle birlikte, bizimkini de yansıtmak durumundadır.

Türkçe (Orijinal Dili:Fransızca)
539 s. -- 3. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
Ankara, 2000

Deliliğin Tarihi (Akıl ve Akıl Bozukluğu - Klasik Çağda Deliliğin Tarihi) Michel Foucault

Orjinal isim: Raison et deraison. Histoire de la folie a l'age classique

Deliliğin Tarihi (Akıl ve Akıl Bozukluğu - Klasik Çağda Deliliğin Tarihi) Michel Foucault

https://yadi.sk/d/MTefmQUapjMCE






Michel Foucault, Deliliğin Tarihi'nde, deliliğin gündelik yaşamın bir parçası sayıldığı, kaçıklarla çılgınların sokaklarda ellerini kollarını sallayarak dolaştıkları Orta Çağ'dan, tehlikeli sayılmaya başladıkları, tımarhanelere kapatıldıkları, öteki insanlarla aralarına ilk kez duvarların çekildiği 18. yüzyıla kadar, Batı'da deliliğin arkeolojisini irdeliyor.

Deliliğin fantastik dünyasında dolaşırken Foucault, aslında "deli"nin bize onun deli olduğuna karar veren, onu öyle konumlandıran genel toplumsal harita üzerinde işgal ettiği yer itibarıyla yansıdığını gösteriyor. Her çağın kendi ütopyası içinde kendini arındırdığı, saflaştırdığı, idealleştirdiği tarihsel yolculukta, delinin bu arınma ayin ve oyunundaki yerini ve rolünü kavramamızı sağlıyor. Bu nedenle, Deliliğin Tarihi, aynı zamanda aklın tarihinin ana hatlarını da ortaya koyuyor: Akıl, kendini ancak deliliğin zıddında, deliliğin zıddı olarak tanımlayabiliyor. Öyleyse delilik, toplum düzeninin varlığı için gerekli; çünkü bu düzen ancak kendi negatifinin aynasında kimlik bulabiliyor.

Türkçe (Orijinal Dili:Fransızca)
798 s. -- 3. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
Ankara, 1992

Safahat (Tam Metin ve Safahat Dışında Kalmış Şiirleri) Mehmet Akif Ersoy

Safahat  (Tam Metin ve Safahat Dışında Kalmış Şiirleri)  Mehmet Akif Ersoy

https://yadi.sk/i/pKt8LnQFpj6GN



Halkının içinden yükselmiş, ama halkın içinde kalmış bir şair; kendi milleti kadar, Doğu'yu ve Batı'yı dili, edebiyatı ve müziği ile bilen bir aydın; Veterinerlik Fakültesi'nin ilk öğrencisi ve birincisi; İstanbul Boğazı'nı yüzerek geçen, at binen, gülle atan ve güreşen bir sporcu; şehirde kapanıp kalmamış, Anadolu köylerindeki ahırlarda hayvan tedavi etmiş, gerçekleri yaşamış ve neye mal olursa olsun hep gerçekleri söylemiş bir adam; milletiyle birlikte savaşı, acıyı, yenilgiyi ve zaferi gören gözleri, her daim yaşlı duygulu bir insan, bir şair...

Bu adam, "İstiklâl Marşı"mızın yazarı Mehmed Âkif Ersoy'dur.

O, bütün hayatı, ahlâkı, kişiliği, davranış ve düşünceleriyle birlikte, kendimiz ve çocuklarımız için, hiç çekinmeden, "İşte tam bir örnek!" diyebileceğimiz, bir millî kahramandır.
Onun eseri olan "Safahat", bu milletin çağdaş destanıdır. Milletimizin bin yılda kıvama ermiş olan ruh ve fikir olgunluğu, inanç ve ahlâk sağlamlığı, cesareti ve kahramanlığı - elbette kusurları ve tedavi çareleriyle birlikte bu destanda dile getirilmiştir.

Kendisi"ni ve milletini öğrenmek isteyen genç aydınlar, onu okuyacak ve anladıkları kadar bu "millet"ten olacaklardır. Mehmed Âkif gibi bir evlâda ve "Safahat" gibi bir esere sahip olmak, bir millet için, büyük bir şans ve büyük bir mutluluktur...

Türkçe
552 s. -- 3. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
İstanbul, 2011

Türkçede Mecazlar Sözlüğü Mehmet Ali Ağakay

Türkçede Mecazlar Sözlüğü  Mehmet Ali Ağakay


https://yadi.sk/i/Kb1jw8o7pjNYH




Eser iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, anlam kısmı, ikinci bölüm ise kelime ve deyim dizinidir. Anlam bölümündeki maddeler için ana düşünceleri anlatan kelimeler esas olarak alınmış ve arkasından, o düşünceyle ilgili bulunan kelime ve deyimler gösterilmiştir. Kelime ve deyim dizininde ise ana düşünceleri anlatan kelime ve deyimlerin, anlam bölümünde hangi maddede açıklanmış oldukları belirtilmiştir. Kitapta
5.000 madde başı vardır.

İnekler,Domuzlar,Savaşlar Ve Cadı Marvin Harris

İnekler,Domuzlar,Savaşlar Ve Cadı  Marvin Harris 


https://yadi.sk/d/5LC0kyCVpjPPu



Hintliler neden ineklere tapar? Yahudiler ve Müslümanlar neden domuz eti yemeyi reddederler? Ortaçağdan sonra Avrupa'da neden bu kadar çok sayıda insan cadılara inanmıştı? Günümüzün popüler kültüründe nasıl oldu da cadılar o eski güçlerine kavuştular?
"Yamyamlar ve Krallar, Kültürlerin Kökenleri" adlı yapıtın ünlü yazarı Marvin Harris insan davranışı konusunda akılları karıştıran bu tür soruları yanıtlarken, bir halkın davranışı ne denli garip görünürse görünsün onu yaratan kaynakların mutlaka bulunup açıklanabileceğini gösteriyor.
Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)

Tarih Boyunca Kent - Kökenleri, Geçirdiği Dönüşümler ve Geleceği Lewis Mumford

The City in History-Its origins, its transformations, and its prospects

Tarih Boyunca Kent - Kökenleri, Geçirdiği Dönüşümler ve Geleceği  Lewis Mumford

https://yadi.sk/i/qtuUnhiVpjPzg




Ütopyaların merkezinde hep bir kent tasarımı bulunmasına şaşırmalı mıyız? Kentin aracılık ettiği süreçler, yerine getirdiği işlevler ve insan hayatı üzerindeki etkileri düşünüldüğünde bu hiç şaşırtıcı değil. Elbette kent sadece maddi yapılardan ibaret değildir. Fiziksel bir bütünlüğe ve somutluğa sahip en büyük toplumsal birim olmasının yanı sıra, kent geniş bir toplumsal ilişkiler ağının hem yaratıcısı hem de düğüm noktasıdır. Göçebenin kışlağından ve köyden farklı olarak, insanın "kendisi gibi olmayan" ile, "yabancı" ile karşı karşıya geldiği, ilişki kurduğu ve birlikte yaşadığı yerdir. Rousseau'nun deyişiyle, "köyü, kasabayı evler oluşturur, kenti ise yurttaşlar". Öyleyse, Platon'dan Thomas More'a, Fourier'den bugüne, daha iyi bir dünya düşlemeye girişenlerin, hayallerini somutlaştırıp ayrıntılandırırken bir kent çizmeye başlamalarına şaşırmamalı. Belki de, esasen, kent üzerine kuramsal araştırmaların göreceli olarak azlığına şaşmak gerekiyor. Kent planlamasından kültür ve sanat tarihine, teknolojiden toplumsal eleştiriye uzanan geniş bir alanda çalışmış olan Amerikalı düşünür Lewis Mumford'ın başyapıtı Tarih Boyunca Kent işte bu ihtiyacı karşılama doğrultusunda atılmış ilk ve dev bir adım. Bu kitapta Mumford hem kentlerin evriminin tarihini hem de odak noktasında kent olan bir uygarlık tarihi yazıyor. Kentin yaratıcı ve yıkıcı imkânlarının izini tarih öncesine kadar sürerek okuru Mezopotamya ve Mısır'dan yola çıkarıp, Yunan, Roma ve ortaçağdan, Avrupa monarşilerinin başkentlerinden ve sanayi kentlerinden geçirerek, günümüz dünyasındaki yol ayrımının başına getiriyor. İnsanın "başkası" ile bir arada bir düzen kurması ve bir hukuk oluşturması, işbirliği ve işbölümü sayesinde müthiş bir yaratıcı enerjiyi açığa çıkarması bu tarihin bir yüzü ise; iktidar, savaş, hiyerarşi ve aşırı mesleki uzmanlaşma aynı tarihin diğer, karanlık yüzünü oluşturuyor. Tapınağı, kalesi ve surlarıyla neolitik kent de, merkezi izdiham yüzünden tıkanmış, dört bir tarafa banliyöleriyle yayılan ve bugünün şekilsiz kenti de bu iki yüze sahip. Ancak yaratıcı ve yıkıcı güçlerini kat kat artırmış bugünün kenti, organik bir sınır tanımayan yayılmasıyla, hem toplumsal bir çözülmenin eşiğinde hem de bütün bir gezegenin ekolojik sistemini altüst etme riskini taşıyor. Tarih Boyunca Kent, imkânların ve risklerin devasa boyutlar kazandığı bu yol ayrımında insanları düşünmeye, tartışmaya ve tavır almaya çağıran bir kitap. Tarih Boyunca Kent yalnızca kent tarihi değil; aynı zamanda üst düzey bir ahlak felsefesi ve bir tür tragedya. The New York Times Book Review Bir nesil boyunca Lewis Mumford, daha önce hiç yapılmamış bir kültür eleştirisi toplamı üretti. Mumford'ın bakış açısı geniş ama derindi; yazar teknolojinin, sanatın ve ulusal politikanın dinamikleri kadar kökenlerini de inceledi ancak genel fikirlere hep sadık kaldı; dikkatini Amerika'ya yoğunlaştırdı ama eserlerinin her bir sayfası bir dünya vatandaşının sağduyulu ve tutkulu kaygılarını dillendiriyordu.
-Waldo Frank, Saturday Review-
(Tanıtım Bülteninden)

Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)
736 s.

19 Kasım 2014 Çarşamba

Kullanışlı İngilizce Dilbilgisi Rehberi A.J. THOMSAN, A.V. MARTINET, Baydar SOYTEKİN

Kullanışlı İngilizce Dilbilgisi Rehberi  A.J. THOMSAN, A.V. MARTINET, Baydar SOYTEKİN


http://turbobit.net/docl4ztou05n.html


https://yadi.sk/i/R6gu1eP1pi7Tq


34,40 TL


Kullanışlı İngilizce Dilbilgisi Rehberi

A.J. THOMSAN, A.V. MARTINET, Baydar SOYTEKİN

Dünya Tarihi-10.1/2 Bölümünde A History of the World in 10 1/2 Chapters Julian Barnes

Dünya Tarihi-10.1/2 Bölümünde  A History of the World in 10 1/2 Chapters Julian Barnes


https://yadi.sk/i/c-_GjleQpmuNG





Julian Barnes'ın 10 1/2 Bölümde Dünya Tarihi adlı romanı, bildiğimiz, alışageldiğimiz dünya tarihlerinden değil. Bir kere, yapısını kuru ve kavramsal düşünceler değil, o düşünceleri doğuran estetik yaşantılar oluşturuyor. İkincisi, geleneksel bakış açılarından sapan alternatif bir tarih, hatta deyim yerindeyse, Doğa'nın gözünden muhalif bir İnsanlık Tarihi. Sonra, ilginç bir şekilde, kesirli, artığı olan bir tarih. Nedir bu artık? Bu artık, kitabın bir bölümünü ("Parantez") oluşturacak kadar önemli; çünkü Julian Barnes "aşk" kavramını, çok bilinmeyenli Dünya Tarihi denkleminde olmazsa olmaz bir parametre olarak görüyor ve ona romanında son derece önemli ve anlamlı bir yer açıyor.

Barnes romanında, o eşsiz ironisiyle, bize olağanüstü çeşitlilikte öyküler anlatıyor, ama her şeyden önce de sorular soruyor:
Nuh efsanesi bir tahtakurdunun bakış açısından anlatılacak olursa ortaya nasıl bir Tarih yorumu çıkar? Filistinli teröristler, Akdeniz'de seyreden bir yolcu gemisini ele geçirip de taleplerinin yerine getirilmesi için yolcuları öldürmekle tehdit ederlerse, nuh efsanesi çağdaş zamanlarda nasıl bir yankı bulmuş olur? XVI. yüzyıl Fransası'ndaki Mamirolle köyü sakinleri haşaratı mahkemeye verirlerse karşımıza nasıl bir dava çıkar? Ve insanlığın en eski düşlerinden biri, düşünüzde uyandığınızı görmek, ölümsüzlük konusundaki görüşlerinizde nasıl bir değişikliğe yol açabilir?

İşte Julian Barnes, 10 1/2 Dünya Tarihi adlı romanında, bizlere bu denli değişik ama aynı zamanda da bu denli çok ortak paydaya sahip öyküler anlatıyor. Hayatta kalma ve aşk, sanat ve gerçeklik gibi edebiyatın evrensel temalarını ele alıp Tarih'in farklı dönemlerinden değişik öykülerle bütün bu yaşantılar arasındaki derinlerde yatan koşutlukları, yaşantı birliğini keşfetmeye girişiyor ve bunu yaparken de, Kitabı Mukaddes'in dilinden argoya kadar çok geniş bir anlatım yelpazesi içinde ustalıkla kalem oynatıyor. Tabii, bütün roman boyunca o eşsiz ironik üslubunun damgasını taşıyarak...

10 1/2 Bölümde Dünya Tarihi, okuduktan sonra dünyayı mutlaka farklı göreceğimiz ve belleklerden kolay kolay silinmeyecek, çarpıcı bir roman.
(Arka Kapak)

Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)
352 s. -- 3. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
İstanbul, 1999

İlkel Mitoloji-Tanrının Maskeleri The Masks of Gold Primitive Mythology Joseph Campbell

İlkel Mitoloji-Tanrının Maskeleri  The Masks of Gold Primitive Mythology  Joseph Campbell


https://yadi.sk/i/f-nWiXwypmunK





"İlkel Mitoloji", bitki veya hayvanla beslenen toplumların ödedikleri kefareti, ölümsüz tanrıçayı ve kurban edilen bakireyi, yılanbalığına ve kertenkeleye dönüşen yılanı, ikinci Adem İsa'yı, Şehrazat ile onun kurbanlığına son veren masal anlatma gücünü, doğa-insan-toplum çelişkilerinin biçimlendirdiği ruhsal dünyanın mitolojideki dışavurumunu, uygarlığın merkezine oturan zigguratı, şaman ve rahibin temsil ettiği toplumsal yapıları, bizi insan yapan tarihimizi kavramamızı sağlıyor.

Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)
495 s. -- 3. Hamur-- Ciltsiz -- 13 x 2 cm
Ankara, 2011

Doğu Mitolojisi-Tanrının Maskeleri Oriental Mythology Joseph Campbell

Doğu Mitolojisi-Tanrının Maskeleri Oriental Mythology Joseph Campbell


http://turbobit.net/gzgm18di7l41.html




Kırılmamak için bükül,
Düz olmak için eğril,
Dolmak için boşal,
Parçalan ki yenilen.
Yaşam karşısında birey adına ve toplumun bir üyesi olarak üretilen yanıtların tanrısız erdemini irdeleyen Campbell, kendi özgün alanıve çelişkileriyle Doğu'nun öyküsünü anlatırken gene insanlık dile getiren mitoloji hazinesinin ortak anahtarlarını sorguluyor.

Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)
568 s. -- 1. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
Ankara, 2011